Manisa’da hamile bir kadın, eski eşi tarafından sokak ortasında herkesin gözü önünde demir sopa ile dövüldü.
İstanbul-Avcılar’da bir kadın yol ortasında dakikalarca tekme, yumruk ve sopayla dövüldü.
Son birkaç günde gerçekleşen bu kadına şiddet olaylarında hem haber metinlerinde hem de yorumlarda çevredeki erkeklerin şiddete müdahale etmemesi eleştirildi.
Mağdur Erkekler Platformu da şu açıklamayı yaptı:
“Erkek olarak kavgayı ayırmaya çalışınca ya bıçaklanıyoruz ya dayak yiyen kadın kocasından değil bizden şikâyetçi oluyor, gözaltına alınıyoruz ya da öldürülüyoruz.
Kendi ailemiz, sevenlerimiz var. Söyleyin feministlere onlar ayırsın kavgaları.”
Aslında bu durumun feministlikle ya da erkeklikle alakası yok. Vicdanla alakası var.
Kadın erkek fark etmez vicdanlı bir insan kadını korumaya, kavgayı önlemeye çalışır.
Mağdur Erkekler Platformu’nun da belirttiği gibi kadına yönelik şiddeti önlemenin riskleri de var.
Kadir Şeker olayını hatırlayın! Şeker gibi cezaevine girmek ve koruduğu kadın tarafından şikâyet edilme riski de var.
Öte yandan kadınlar dayak yerken “Beni ilgilendirmez” demek de vicdanlı bir yaklaşım değil.
Gerçekten karar vermenin zor olduğu bıçak sırtı bir durum bu.
***
SERVİS, TAKSİDEN PAHALI
Bazı okul servis şirketleri yıllık ücretlerine yüzde 100’ü aşan oranlarda zam yaparak, 100 bin TL’ye varan miktarlarda ücret talep ediyormuş.
Milliyet’in haberine göre bir servis şirketi, 3.8 km uzaklıktaki bir ev – okul arası yol için yıllık 60 bin TL talep ediyor.
Bu durumda, yılda 180 gün servis kullanan bir öğrenci için günlük ücret ortalama 333 TL oluyor.
Aynı mesafeyi her gün taksiyle gidip gelmenin günlük maliyeti ise 200-220 TL arasında değişiyor.
Servisçiler, ücretin hepsinin kendi ceplerine gitmediği, okuldaki komisyonculara ödeme yapıldığını iddia ediyor.
İşte bu iddia araştırılmalı. Bu bir suç!
Kırtasiye, kitap, yemek, giyim masraflarını da hesaba katarsak sadece servis ücreti olarak yılda 60-100 bin TL arası ödeme yapmak bazı aileleri, korsan servislere yöneltir.
Aslında MEB’in adrese dayalı okul kayıt sistemi, özel okullar için de uygulanmalı.
Para karşılığı farklı ilçelerden öğrenci kabul eden devlet okulu müdürlerine de önlem alınmalı.
Herkes kendi bölgesindeki devlet ya da özel okula giderse, servis kullanılmazsa trafik de rahatlar!
İlla yaşadığı semtten uzakta belli okullara öğrenci göndermek isteyenler de yüksek servis ücretine katlanmalı!
Zekeriyaköy’den Kartal’dan Beşiktaş ve Şişli’deki gözde okullara gelenler bile var.
Günde iki-üç saati serviste geçiren öğrencilere de yazık!
***
TÜRK VE ABD POLİSİNİN FARKI
Olay 1: Kırıkkale’de vatandaşları rahatsız eden Y.O. isimli şahıs, olay yerine gelen Motosikletli Yunus Timlerine önce küfür ve hakaretler savurdu, ardından da yumrukla saldırdı.
GBT kontrolüne engel olmak için direnen şüpheli, iki polis memurunu yaraladıktan sonra kaçmaya çalışırken gözaltına alındı.
Olay 2: Balıkesir Burhaniye’de yan bakma tartışması yüzünden çıkan tartışmada taksici kokoreççiyi bastı.
Polisler kavgayı yatıştırmaya çalışırken taksici polislerin yanında kokoreççinin oğlunu silahla vurdu.
Polisin düştüğü bu zor durumları görünce aklıma ilk Amerikan polisleri geliyor.
Polise karşı en küçük bir müdahale girişiminde ya da “Yere yat” komutuna uyulmadığında bile ABD polisi hiç riske girmeden karşısındakini kevgire çeviriyor!
Bu orantısız güç kullanımı yüzünden bazen masum insanların öldüğü de oluyor ama ABD’de polis otoritesini sarsacak en küçük olayda bile müsamaha gösterilmiyor.
Peki, Türk polisi, ABD’li meslektaşları gibi mi yapmalı?
Gerekiyorsa evet ama silahını haklı nedenlerle kullandığı halde soruşturma açılan polislerimiz de oluyor.
Polisimiz merhametli, önce ikna yolunu seçiyor lakin normalde önce kendini sonra da vatandaşı korumalılar.
Kolluk kuvvetlerinin ve adli makamların elini kolunu bağlayan 2004 yılında Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde çıkarılan Ceza Muhakemesi Kanunu gözden geçirilmeli!
Polisin, gerektiği anlarda silah kullanmasını zorlaştıran kurallar değiştirilmeli.
***
ÇOCUĞUN TERCİHİNE KARIŞMA!
Üniversitede birinci tercihi olan Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazanan genç, ailesini suçlayarak ağlama krizine girdi ve o anları sosyal medyadan paylaştı.
Dişçilik isteyen genç kız ailesini “Gelmez diye bana bunu zorla yazdırdınız. Ama ben burayı istemiyordum. Bana zorla yazdırdınız” diye suçlayarak ağladı.
Vidonun kırılma anı annenin “Ama en yüksek puanlı yeri kazandın” demesiydi! Hâlbuki asıl önemli olan öğrencinin istediği bölümü kazanması.
Genç kız da nasıl olsa orayı kazanamam ailemi de üzmeyim diye tercihte bulunmuş olabilir!
Gerçekten üzücü bir durum.
Ebeveynler özellikle çocuklarının tüm hayatını etkileyecek evlilik ve meslek seçimlerine hiç karışmamalılar!
***
AŞİRET DÜĞÜNLERİDENETLENMELİ
Van’da gerçekleştirilen bir aşiret düğününde, geline 2 kilo altın, damada ise 21 milyon 200 bin TL takı takıldı.
5 bin kişinin katıldığı düğünde toplanan altın ve paraların videosu da sosyal medyada paylaşıldı.
Son yıllarda bu tarz aşiret düğünü şovlarına sık rastlıyoruz.
Amaç sadece şov ya da “Aşiret olarak biz bu kadar güçlüyüz” gösterişi yapmak mı?
Niye Doğu’daki düğünlerde bu kadar çok takı takılıyor da Batı’da takılmıyor? Doğu daha mı zengin?
Genelde bu sorulara yanıt olarak “Aşiret kalabalığı ve dayanışmasının sonucu” deniyor lakin bölgenin geliri de ortada!
Aşiret düğünlerinde kara para aklandığını iddia edenler de var.
Maliye ekipleri, aşiret düğünlerini mercek altına almalı!
***
Altyazı
“Gerçek nedir? Sormamız gereken asıl soru bu mu? Yoksa gerçeği gerçekten bilmek isteyip istemediğimiz mi?” (Matrix)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024SPOR
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024GÜNDEM
05 Ekim 2024